Katarakt, gözün renkli kısmının (iris) hemen arkasında yer alan merceğin (lens) saydamlığını kaybederek bulanıklaşmasıdır. Bu durum, ışığın retina üzerine düzgün şekilde odaklanmasını engeller ve görme netliğinde azalmaya yol açar. Sağlıklı bir göz merceği ışığı kırarak net bir görüntü oluştururken, kataraktlı mercek ışığın dağılmasına neden olur.
Katarakt genellikle yaşlanmanın doğal bir sonucu olsa da her yaşta görülebilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, geri dönüşümlü görme kaybının en sık nedeni katarakttır.
Kataraktın Nedenleri
Katarakt oluşumunda birçok etken rol oynar. En sık neden yaşa bağlı dejenerasyondur, ancak aşağıdaki faktörler de riski artırabilir:
. Yaşlanma: 60 yaş üzeri bireylerde en sık görülür.
. Genetik yatkınlık
. Uzun süreli güneş ışığı (UV) maruziyeti
. Şeker hastalığı (diyabet)
. Sigara kullanımı ve alkol
. Uzun süreli kortizon (steroid) tedavisi
. Göz travmaları veya önceki göz ameliyatları
. Radyasyon maruziyeti
Ancak, bazı nadir durumlarda doğuştan katarakt (konjenital katarakt) da görülebilir. Bu durum bebeklikte fark edilmezse kalıcı görme kaybına neden olabilir.
Katarakt Belirtileri
Katarakt genellikle yavaş ilerler, bu nedenle başlangıçta fark edilmeyebilir. Ancak zamanla aşağıdaki belirtiler ortaya çıkar:
. Görmede bulanıklık veya sisli görme
. Renklerde solukluk veya sararma
. Işıklara karşı hassasiyet (özellikle gece farlardan rahatsız olma)
. Gözlük numarasının sık değişmesi
. Tek gözle çift görme (monoküler diplopi)
. Okuma veya ince işler yaparken zorlanma
Bu belirtiler genellikle her iki gözde de gelişir, ancak ilerleme hızı farklı olabilir.
Katarakt Türleri
Kataraktlar, merceğin hangi kısmının etkilendiğine göre sınıflandırılır:
1. Nükleer Katarakt: Merkeze yakın bölgede başlar. Yaşla ilişkili en sık tiptir.
2. Kortikal Katarakt: Merceğin dış tabakalarında beyaz çizgiler şeklinde başlar.
3. Subkapsüler Katarakt: Merceğin arka kısmında oluşur. Diyabet veya kortizon kullanımıyla ilişkilidir.
4. Konjenital Katarakt: Doğuştan gelen, genetik veya enfeksiyon kaynaklı olabilir.
Tanı ve Değerlendirme
Katarakt tanısı göz muayenesi ile konur. Göz hekimi tarafından yapılan biyomikroskopik muayene (yarık lamba muayenesi) ile mercek saydamlığı değerlendirilir. Ayrıca:
. Görme keskinliği testi
. Retina muayenesi
. Göz içi basınç ölçümü(tonometri) gibi testler de tanı sürecine dahil edilir.
Erken evrede düzenli kontroller, kataraktın ilerlemesini izlemek açısından önemlidir.
Tedavi: Katarakt Nasıl Geçer?
Kataraktın ilaçla veya gözlükle tedavisi yoktur. Tek kesin tedavi yöntemi cerrahidir. Katarakt olgunlaştığında ya da günlük yaşamı etkilediğinde ameliyat önerilir.
En yaygın cerrahi yöntem:
Fakoemülsifikasyon (Fako) Yöntemi
Bu modern teknikte, mikroskop altında gözde küçük bir keşiden girilerek ultrason enerjisiyle bulanık mercek parçalanır ve çıkarılır. Ardından yapay bir intraoküler lens (IOL) yerleştirilir.
Avantajları:
. Kısa sürede iyileşme
. Dikiş gerektirmemesi
. Az ağrılı ve hızlı bir işlemdir
Gerekli durumlarda lazer destekli yöntemler de uygulanabilir. Ameliyat genellikle lokal anestezi ile yapılır ve aynı gün taburcu olunabilir.
Katarakt Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
. Doktorun reçete ettiği damlalar düzenli kullanılmalı
. Göz ovuşturulmamalı
. İlk birkaç gün su veya sabun temasından kaçınılmalı
. Tozlu ve rüzgârlı ortamlarda bulunulmamalı
. Kontroller aksatılmamalıdır
Ameliyattan sonra görme genellikle birkaç gün içinde belirgin şekilde düzelir.
Katarakttan Korunmak Mümkün mü?
Kataraktı tamamen önlemek mümkün olmasa da bazı önlemlerle gelişim riski azaltılabilir:
. UV korumalı güneş gözlüğü kullanmak
. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak
. Kan şekeri seviyesini dengede tutmak
. Sağlıklı ve antioksidan bakımından zengin beslenmek (özellikle A, C, E vitaminleri)
. Düzenli göz muayenesi yaptırmak
Sonuç
Katarakt, ilerleyici ancak tedavi edilebilir bir göz hastalığıdır. Erken fark edilip uygun zamanda cerrahi müdahale yapıldığında görme kalitesi büyük oranda geri kazanılır. Göz sağlığınızı korumak için düzenli kontrolleri aksatmamak, özellikle 40 yaş sonrasında yılda en az bir kez göz hekimine başvurmak oldukça önemlidir.

